CİMRİ OYUN ANALİZİ
1. Cimri oyununda, dönemin kültürel, siyasal, ekonomik ve ahlaki yönelişleri nasıl işlenmiş?
Moliere’in Cimri adlı oyunu, Fransa’da Klasizmin hakim olduğu bir dönemin oyunudur. Bu yüzden Klasizm üzerinden başlamak daha doğru olacaktır. Klasizm 17. Yüzyılda gerçekleşen bir takım siyasi, sanatsal ve düşünsel gelişmelerin sonucudur. Bu dönemde krallığın sanata verdiği destek oldukça büyüktür. Bu desteğe en büyük örnek ise Fransız Akademisinin kurulmasıdır. Fransız akademisinin kurulmasıyla birlikte tiyatro yazarlığında biçim ve biçemde katı kurallar belirlenmiştir. Bu kurallar Antik Yunan yazarlarının eserleri ve Aristoteles başta olmak üzere, ondan sonra gelen Horatius gibi kuramcıların görüşleri göz önüne alınarak oluşturulmuştur. Bu kuralları esas alan dönemin kuramcıları, Fransa’nın kültürel, toplumsal ve ekonomik koşullarının da etkisindedir. Fransa’da felsefe ve bilimin hakim olması akılcılığı da beraberinde getirmiş ve bir tiyatro eserinin nasıl olması gerektiği akılcılığa göre belirlenmiştir. İnsan aklına artan güven, tiyatroda katı kuralların oluşmasına da zemin hazırlamıştır. Kısacası, evrende bir düzen varsa oyunlarda da olmalıdır görüşü hakim olmuştur diyebiliriz.
Aklı, düzeni ve ölçülülüğü esas alan Klasik akım, Fransa ve İngiltere’de krallık otoritesinin güçlendiği yıllarda gelişmiştir. Bu krallıklar ekonomik açıdan oldukça iyi durumdadır. Tarım ve sömürge ticareti bu refahın iki önemli ayağıdır. Tarım ve sömürgedeki başarı beraberinde refah ve otorite sağlamıştır. Bu yıllarda tiyatro, otoritesini sağlamış krallığın desteği ve kontrolü altındadır. Özellikle Fransa kralları tiyatroya büyük destek vermiş ve diğer Avrupa ülkelerine öncülük etmiştir.
Sarayın tiyatroya verdiği desteğin bedeli ise kontrol olmuştur. Bu dönemde tiyatronun görevi düzeni korumak ve yüceltmektir. Tiyatro toplumun değer yargılarını, eğitici olmayı ve toplumsal yararı gözetmekle sorumludur. Bunu yaparken titiz bir biçim ve biçem esas alınmalıdır. Biçimin nasıl olması gerektiği hakkında belirtilen görüşlere dair bazı örnekler verecek olursak: Arılık, belli bir uzunluk, organik bütünlük, tutarlılık, üç birlik, beş perde, sahnede en fazla üç kişinin konuşması ve kanlı olayların gösterilmemesi gibi kurallardan söz edilebilir. Cimri oyunu da üç birlik kuralına uyan bir oyundur. Dili yalındır.
Toparlayacak olursak, Fransa’da kurulu düzenden yana, ahlaki açıdan eğitici, ince anlatıma sahip, dil konusunda titiz, biçimde katı kuralları olan yalın bir tiyatro anlayışı belirlenmiştir. Bu tiyatro anlayışı derin düşünceler üzerinde durmaz ve oyunda aşırılıkları cezalandırmakla yetinir.
Moliere Cimri’yi işte bu koşullar altında yazmıştır. Tabi o bir komedi yazarı olarak diğer saray sanatçıları kadar tutulan ve desteklenen bir yazar değildi. Hatta birçok oyunu eleştiriliyordu. Fakat Moliere’in komedilerinde bir kapsayıcılık söz konusuydu. Hem halka, hem de üst sınıflara hitap eden oyunları vardı. Bu yüzden üst sınıfa mensup bazı kişiler (Racine vs) tarafından sevilmezdi.
Cimri oyununda büyük bir eleştiri söz konusudur. Dönem insanının paraya düşkünlüğü ve manevi anlamda yoksunluğunu oldukça açık bir biçimde ortaya koyan bu oyunun sevilmemesine şaşmamalı. Moliere bu oyunda bir insanın ayakta durabilmesi için başkalarına dalkavukluk etmek zorunda kaldığını, kadınların mal gibi satıldığını ve düzenin bozuk olduğunu ifade etmektedir.
2. Cimri oyunundaki ana ve karşıt karakterlerin temsil ettiği değer, görüş veya felsefe nedir?
Oyunun ana karakteri Harpagon’dur. Harpagon, maneviyattan yoksun ve aşırı cimri olan burjuvayı temsil etmektedir. Yazar bu karakter ile dönemin burjuva sınıfının eleştirisini yapmıştır.
Harpagon için her şeyin başı paradır. Paraya karşı büyük bir aşkı vardır. Parasının çalınacağı korkusu onu paranoyaklaştırmıştır. Öyle ki kendi çocuklarına bile şüpheyle yaklaşmakta ve herkesin onun parasında gözünün olduğunu sanmaktadır.
Harpagon olabildiğince faydacı davranmaktadır. Onun yaşam felsefesine göre kişinin her şeyden ve herkesten önce kendi menfaatlerini düşünmesi gerekmektedir. Kişi, maneviyatı bir tarafa bırakmalı ve rasyonel olanı, faydalı olanı seçmelidir. Bu durumu çocuklarını evlendirmeyi istediği insanları seçerkenki tutumundan görmek mümkündür. Israrla ‘’Çeyizsiz…’’ deyip durmaktadır.
Harpagon’a göre kişinin toplumdaki itibarı çok önemlidir. Bu yüzden duygular ikinci planda bırakılmalı ve toplum nezdinde olumlu bir geri dönüş almak için topluma uygun hareket edilmelidir. Toplumsal düzenin bozuk oluşunun bir önemi yoktur. Ona ayak uydurulmalıdır. Bu yönüyle de Harpagon için düzenin adamı demek doğru olacaktır.
Harpagon’un Mariane’a duyduğu ilgi sadece bir saplantıdan ibarettir. Bu saplantı onun övülme arzusundan gelmektedir. Mariane’nın çeyizinin olmayışına bozuluyor olsa bile bu düşmüş insanın elinden tutmak Harpagon için kişisel bir zevktir sadece. Bu sayede sürekli övülecek ve ona sürekli bir minnet duyulacaktır. Bu yönüyle de sadisttir diyebiliriz.
Yukarıda saymış olduğum özellikler Harpagon karakterinin ve dolayısıyla dönemin burjuvasının özellikleridir. Yazar bu karakteri gülünç durumlara düşürerek iğneleme yapmaktadır.
Harpagon karakterinin dışındaki neredeyse bütün karakterler Harpagon’a karşıt kişilerdir. Bu karşıtlık Cimrilik x Bonkörlük ve Eski x Yeni gibi karşıtlıklardır. Harpagon geri kafalı bir adamdır. Cleante ve Elise gibi gençler ise daha özgür zihinlere sahip insanlardır. Oyunda bu kuşak çatışmasının izleri sık sık görülür.
Temsil olarak bazı karakterler doğrudan göndermeler barındırır. Bunlardan biri de Yahudileri temsil eden Simon Usta’dır. Simon Usta tefecilerin temsilidir. Brindavoine ve La Merluche gibi karakterler ise dönemin dalkavuklarını temsil etmektedir.
Temsil bakımından bir diğer önemli karakter ise Valere’dir. Bu karakter oldukça erdemli olmasına rağmen koşullar yüzünden olmadığı biri gibi davranmak durumunda kalan, sevdiği kadın için kötülüklere ve aşağılamalara göğüs geren bir karakterdir. Bu yönüyle dönem içinde ayakta durmaya çalışan gençleri temsil ettiği söylenebilir. Bu gençlerin önlerindeki engel ise tabiî ki de Harpagon gibi üst sınıfa mensup cimrilerdir.
3. Cimri oyununda, sisteme karşı çıkış hangi yöntemle somutlaşmıştır?
Cimri oyunu hiciv barındıran bir komedi oyunudur. Yazar bu komediyi kurarken, cimrilik niteliğiyle karikatürize edilmiş bir karakter ile yola çıkmış ve bu karakterin etrafındaki diğer insanlara etkilerini göstermiştir.
Yazar, içinde yaşadığı sistemdeki çarpıklığı burjuva sınıfı üzerinden aktarıyor. Refaha ulaşmış bu sınıfı mercek altına alıyor. Bu sınıfa mensup insanların erdem yönünden yoksunluğunu maddi olarak tamamlama uğraşına dikkat kesiliyor. Hicvini işte tam da buradan yola çıkarak ortaya koyuyor. Sağlam bir kişiliği olmayan insanların ellerindeki paraya sığındığını ve kişiliklerindeki eksikliği bu parayla doldurmaya çalıştıklarını ifade ediyor.
Oyunun henüz başında Harpagon karakterinin tanıtımının yapıldığını görüyoruz. Cimri bir adamın hikayesini izleyeceğimizi anlıyoruz. Ardından diğer karakterler giriyor devreye. Cleante, Valere ve Elise gibi karakterler Harpagon’un karşısında konumlanıyor. Bu ilişkilerden anlaşılacağı üzere yazarın Harpagon’u sistem veya sistemin adamı olarak gösterdiğini, diğerlerini de bu sistemi değiştirecek veya bozguna uğratacak kişiler olarak ifade ettiğini anlıyoruz. Nitekim öyle oluyor ve Harpagon bir şekilde alt ediliyor.
Tabi Harpagon üzerinden daha birçok konunun veya konumun eleştirildiğini görmek mümkün. Yazar neredeyse dönemin burjuvasının bütün olumsuz yönlerini bu karakterde topluyor. Ardından bu karakteri gülünç durumlara sokuyor. Fakat oyunun sonunda Harpagon için tam anlamıyla bir yıkımdan söz etmek mümkün değil. Yazar bu şekilde bir son kullanarak sistemin karşısında durmanın veya onu yıkmanın zorluğunu ortaya koyuyor.
Kaynakça
- Brockett, O. G. (2000). Tiyatro Tarihi. İstanbul: Dost Kitabevi.
- Moliere. (2002). Cimri. İstanbul: İş Kültür Yayınları.
- Şener, S. (2008). Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi. İstanbul: Dost Kitabevi.